7 Ağustos 2010 Cumartesi

'Güney Işıkları' saati




Kimi siyah beyaz fotoğrafın insana usulca dokunduğu bir saat vardır. Eylül Aslan'ın 'Güney Işıkları' adını verdiğim fotoğrafı da böyle bir saatte karşıma çıktı.

Güney Işıkları, Refik Halid'den bir alıntı yaparak söylersem "buğulana buğulana parlayan" bir fotoğraf. Grinin türlü tonlarıyla mücehhez olan Güney Işıkları'na baktığımda tıpkı büyülü kuzey ışıkları gibi gökyüzünün değişik bir ruh haline büründüğünü görüyorum ve bu ışıkla yıkanan adaya gitmek istiyorum.

Aslında Güney Işıkları'nda görülenlerin başka bir boyutta -paralel bir dünyada- olduğunu düşünmeden de edemiyorum (fazla Philip Pullman okumanın yan etkileri belki). Fotoğraf işte bu yüzden gerçek değil. Güney Işıkları da başka bir gezegende bulunan bir adanın fotoğrafı gibi duruyor ve şimdi burada hava öyle sıcak ve nemli ki o adaya gitmek istiyorum.

'Gitmek' bu fotoğrafın ilk aklıma gelen anahtar sözcüklerinden biri. Tarih boyunca yapılan ve günümüzde bütün hızıyla devam eden kötülükleri düşündükçe, paraya ve güce tapan, hiç olmayacak şeylere inanan insanları tanıdıkça ben de Güney Işıkları'na sığınmak istiyorum.

Güney Işıkları, baktıkça iyileştiren bir ilaç. Üstelik kalbe de zihne da çok faydalı. Denizin üzerindeki yansımaları, adanın her an batacakmış gibi duruşunu çok seviyorum.

Bu fotoğrafta hiç insan yok gibi görünüyor. Bu hakikat değil oysa, insan görünmüyor ama var.

Biliyorum fotoğrafın arkasında insan var, adada yaşayanlar var, insan bu fotoğrafın her yerinde var. Biz insanlar tam aradayız, arkamızda dev bir kütle, milyarlarca insan var, şehirlerin kasvetli havası var, önümüzde de bir ada, biz de tam aradayız, aslında Turgut Uyar'ın işaret ettiği gibiyiz: 'Bütün mümkünlerin kıyısında' demleniyoruz.

Güney Işıkları çini mürekkebine benziyor aynı zamanda -fotoğraflar böyledir işte, düşündükçe çoğalır- kağıdın üzerinde tatlı bir iz bırakır gibi, kafamın içinde kendince yol alıyor.

Güney Işıkları'na gitmek istiyorum.


________________________________________________
© Eylül Aslan, Fotoğrafçının izniyle.

Hiç yorum yok:

google27928836a124597b.html