7 Ekim 2010 Perşembe

Helmut Newton ve Velazquez: Kendi portresi

Helmut Newton bir zamanlar moda dünyasının en parıltılı ismiydi, moda fotoğrafçılığının standartlarını yükselten bir fotoğrafçıydı. Şimdi yaşıyor olsaydı yine eski havasında olur muydu bilemem ama moda fotoğrafı dendiği vakit akla gelen ilk isimlerden biri olmayı ve fotoğrafçıları etkilemeyi sürdürüyor.

Gerçek adı Helmut Neustaedter olan fotoğrafçı, 1920 yılında Berlin'de doğdu. İşadamı olan babasına 15 yaşındayken fotoğrafçı olmak istediğini söylemiş. Babası "Aklın fikrin kızlarda ve fotoğraflarda" diye kendisini azarlamış. Ancak bir yıl sonra 1936 yılında bir sosyete fotoğrafçısının yanında işe başlamış. İki yıl sonra ise Nazilerin ülkeyi karanlığa boğan baskıcı yönetiminden kaçarak önce Singapur'a oradan da Avustralya'ya geçerek yerleşti. Önce soyadını değiştirdi ve bir fotoğraf stüdyosu açtı. Tekrar Avrupa'ya dönene kadar, moda fotoğrafçısı olarak çalıştı. Uzun yıllar Paris'te yaşadıktan sonra 1980'de Monte Carlo ya taşındı, ABD'de Los Angeles şehrinde bir otoparktan çıkarken aracının hakimiyetini kaybederek duvara çarptı ve hayatını kaybetti.

Helmut Newton renk körüydü, "Sarı ile yeşili ve yeşil ile maviyi seçmedeki yaşadığım zorluklar nedeniyle çok kaliteli renkli fotoğraflar çekiyorum" diye şaka yaparmış.

Newton'ı Newton yapan ise Vogue benzeri dünyaca ünlü kadın ve moda dergileri için çektiği kışkırtıcı fotoğraflardı. Dergiler için çekilen bu fotoğrafların moda ve fotoğrafçılık dünyasında özel bir yerleri vardır, müzelerde sergilenir.

Newton özellikle çıplak kadınların fotoğraflarıyla tarzını belirginleştirdi. Onun en çok bilinen fotoğraflarında fetişizmden cinsel kültürün uç noktalarına uzanan temalar, alt metinler görülebilir. Fotoğraflarında görüntülediği kadınlar hem zarif, hem çok güçlü, özgüveni yüksek, bedenlerinin farkında ve kibirle yüklü olsa da güzellikten yana şanslı olduklarını bilen bir duruşa sahiptir. Newton çıplak kadınları fotoğrafladı fakat hiç bir zaman düşük yoğunluklu işler yapmadı, çıtayı yükselten fotoğraflarıyla örnek oldu, ilham verdi.

Sumo isimli 35 kilo ağırlığında ve 10 bin euro'luk bir etikete sahip olan bir kitabı var ki değil moda dünyasının, fotoğrafçılık ve kitap sanatının da nadir örneklerinden ve gelmiş geçmiş en kaliteli kitaplardan biridir.

Ekteki fotoğrafın adı "Self Portrait with Wife June and Models 1981" yani Eşim June ve modellerle birlikte kendi portrem" ise en çok bilinen fotoğraflarından biri ve bence Newton'ın en şahane işi. Bu fotoğrafı resim sanatının başyapıtlarından biri olan Velazquez'in "Las meninas" isimli eserine benzetiyorum, arada akrabalık bağları olduğunu düşünüyorum.

Bu arada bir fotoğrafçının kendisini çekmesi çok kolay gibi görünebilir, fakat öyle değil aslında, zeka gerekiyor. Fotoğraf paylaşım sitelerinde bolca örneği görülen, kendi portresini çekip duran ve photosop benzeri programlar ile iyice zıvanadan çıkan zavallı minör fotoğrafçılardan söz etmiyorum, kendi portresini bir sanat eserine dönüştürenlerden söz ediyorum.

(devam edecek)


Hiç yorum yok:

google27928836a124597b.html