Magnum ajansının hastasıyım, http://www.magnumphotos.com/ üzerinde gezinirken, beni daha önce rahatsız eden ama üzerinde düşünmediğim bir konuyu yeniden sorgulamak istedim.
http://inmotion.magnumphotos.com/ bölümünde gezinmeyi sevmiyorum pek, ama ilginç öyküler var.Ancak sesli oluşları rahatsız ediyor. belgesel filan severdim eskiden, bunlar da belgesel tadında, bir yerde bence belgeselden daha iyiler diye düşünmekteyim hatta. Çünkü belgesel de sinema gibi binlerce görüntüyü ardı ardına makineli bir tüfeğin kurşunlarından daha hızlı bir şekilde gözlerimizden beynimize aktarıyor, zihnimizi hem ses hem görüntü ile kuşatıyor, yaralıyor/sakatlıyor aslında. Uyuşturucu almış gibi oluyor bence insanlar, bağımlılık yaratıyor, filmden filme koşan sinemaseverlerin uyuşturucu bağımlılarından bir farkı yok.
Magnum'un bu sesli fotoğrafları beni neden rahatsız ediyor diye sorguladım vakit, beni fotoğraflarla yalnız bırakmadığını farkettim. Akıp giden, titreyen görüntüler de öyle, fotoğrafa bakışımı bulandırıyorlar.
Örneğin Küba devrimimin anlatıldığı http://inmotion.magnumphotos.com/essays/revolution.aspx Revolution isimli çalışmaya bakarken kötü oldum.
Sessizlik ve durgunluk fotoğrafın en önemli damarı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder