9 Ocak 2008 Çarşamba

Kötü Sanki Merih Akoğul



Karakutu Yayınları, Merih Akoğul'un "Sanki (as if)" isimli kitabını yayımladı. Türkçe ve İngilizce olarak düzenlenmiş olan kitap, internet sitelerinde 27-30 lira civarında satılıyor, piyasada 40 küsur YTL imiş. Bu fotoğrafların bir kısmı İstanbul Leica Gallery'de sergilenmişti.



Toplam 161 sayfadan ibaret olan büyük boy ve şömizli olan kitabın kağıdı güzel, baskısı da özenli (ama kitapta sadece sağ sayfalarda fotoğraf var, sol sayfalar boş, bu ne hovardalık demek geldi içimden).
Kitaptaki fotoğraflar 2001-2007 yılları arasında çekilmiş ve teamüllerin tersine bir konu bütünlüğü taşımıyor. Kitabın künye kısmında Akoğul'un Leica M6 gövde ve M serisi objektifleri kullandığı belirtilmiş, bunu beğendim çünkü sadece sadece reklamdan öteye geçmek ve makinelerin belirtilmesi gerekli bu tür kitaplarda. Ressamlar, yontucular eserlerinin hangi malzemelerden oluştuğunu belirtiyorlar ya bu da o cihetten önemli (bir de kullandığı filmi yazabilmeyi akıl etselerdi daha güzel olacaktı ama olsun böyle de idare eder).


Levent Çalıkoğlu da güzel ve bence küçük değişikliklerle (fotoğrafçının adını değiştirmek gibi) hemen her fotoğraf kitabının önsözünde yer alabilecek bir önsöz yazmış - ama fotoğrafları görmemiş sanırım.


Buraya kadar her şey güzel. Ancak bana kalırsa fotoğraflarda önemli bir sorun var.


Son derece basit gözlemlerle çekilmiş, fotoğrafçının yorumundan ve yaratıcılıktan uzak fotoğraflar. Bir pencerenin önünde (s.23) masanın üzerindeki müzik seti fotoğrafı mesela, müzik seti ile pencere arasında grafik benzerlik hemen göze çarpsa da aslına bakarsanız bu fotoğraf boş bir fotoğraf. Koca kitapta sadece 25. (ama bu fotoğrafta da kadraj sorunu var bence) ve 95. sayfalardaki fotoğraflar idare eder cinsten, geri kalanını koltuğumun altına alıp karakutu yayınlarına gitseydim fotoğrafları büyük ihtimalle kafama atıp beni kapının önüne koyarlardı!


Sayfaları hayret ve ibretle çevirdim, birbirinden kötü fotoğraflarla karşılaştım. Klişe bir deyim olacak ama: Tam bir hayal kırıklığı yaşadım. 65. sayfadaki fotoğraf hele bence en kötüsü. Fotoğrafların kötülüğünü nasıl tarif edeyim bilmiyorum. Amatör fotoğrafçıların bile çekmeyeği kareler var kitapta. 125. sayfada Mardin'de bir evin avlusunda güvercinler var, benzeri kareleri binlerce kere çekebilirsiniz. Nedir bu fotoğrafı özgün ve önemli kılan doğrusu ben anlamadım! Hele 131. sayfada fotoğrafçıya el sallayan, poz veren çocukların fotoğraf evlere şenlik, yani böyle milyonlarca kare vardır herhalde her fotoğrafçının elinde... Sokağa çıkın çocuklar takılır zaten peşinize...


İyi fotoğraf bence insanın kalbine seslenen fotoğraftır. Bu fotoğraflar son derece yüzeysel bir bakış açısıyla çekilmiş ve bilmem kimseye bir şey anlatıyor mu? Anlayanları dinlemek isterdim.

Neyse ben çok sıkıldım, kitabı kapatayım şimdilik, baktıkça kötü oluyorum.

1 yorum:

seda dedi ki...

bir tavsiyede bulunmak istiyorum: bahsettiğin kişiyi yerden yere vuran bir eleştiride bulunmuşsun ki bu tabiki olabilir ancak bahsettiğin resimleri bize de gösterirsen senin eleştirinin değerlendirmesini okurların yapabilir ve böylece eleştirilerin okurun gözünde bir anlam kazanır diye düşünüyorum. sonuçta burda görsel sanatlardan bahsediyoruz, görmeden nasıl sana katılabiliriz ya da katılmayabiliriz? yani yazıyı okurken acayip merak ettim acaba gerçekten o kadar kötü mü yoksa bu bir negatif eleştiride bulunma hastalığı mı? ancak bunu anlayabilmem için bir yerlerden kitaba ulaşmak gerekecek ve bu hiç pratik değil.

google27928836a124597b.html