1 Ocak 2013 Salı

Fotoğrafın kalbine doğru

Virginia Woolf’s Desk, Virginia Woolf’un Masası, Monk’s House, 2003 Unique Polaroid print, Özgün Polaroid Baskı, © Patti Smith
Allen Phillips/Wadsworth Atheneum
Önce bilmemek gerek. Fotoğraf için bilgi ilk gerekli olan şey değil.

Önce kalp gerekli. Aklımız daha sonra gelsin.

Eski bir fotoğraf bu. Masanın ve köşedeki koltuğun tasarımı günümüze ait değil gibi duruyor. Fotoğrafçı da öyle.

Günümüzde fotoğrafçılara öğretilen-dayatılan tavra uygun bir fotoğraf değil gibi. En azından 3 aylık pratik fotoğraf kurslarına giden birinin işi değil.

Bakışları mekandaki nesneleri çekmekten öteye giden bir fotoğrafçı var burada. Masayı, koltuğu, çöp tenekesini, yerdeki eprimiş halıyı, masanın üzerindeki dosyaları görüyoruz, her şey eski, her şey geçmişe ait. Ama fotoğrafçı bize başka bir şey gösteriyor: Bu masada oturup yazı yazan, köşedeki koltukta dinlenip kitap okuyan biri vardı. Bir gölge. Sanki biraz önce dolaşmaya çıkmış gibi.

Başka bir şey daha var fotoğrafçının bakışında. Hüzünlü bir hava, yumuşak bir dokunuş gibi, ağıt gibi, şiir gibi... Fotoğrafçının sanatçı ruhlu bir insan olduğunu düşünüyorum. Merhamet ve arayış dolu. Bulmak için sürekli arayan bir zihin. Bulamayacağını bilen bir akıl. Düşünmekten hiç vazgeçmeyen bir inat. Kolaya kaçmayıp zorlukları tercih eden, yabanıl bir bakış.

Kalbim bir yerde duruyor artık. Fotoğraf söyleyeceklerini bitirdi. Şimdi bilme vakti.

Fotoğraf eski değil, yeni, ama oda eski. Bir Cuma günü, tam olarak 28 Mart 1941'de o masadan kalkıp dolaşmaya çıkan bir yazarın, Virginia Woolf'un odası. Her şey tıpkı bu fotoğrafta olduğu gibi onu bekliyordu. Ama yazarımız bir daha geri dönmedi, intihar etmek için evden ayrılmıştı.

2003 yılında yazarın geride bıraktıklarına bakmak için bir fotoğrafçı geldi. Yazarın bir vakitler yazı yazdığı, oturduğu, konuştuğu, başının çatlayacak gibi ağrıdığı, rüya gördüğü, sevdiği, sevildiği, kavga ettiği, düş kurduğu eve Patti Smith çıkageldi.

Müzisyen, yazar, şair ve fotoğrafçı Patti Smith, saatini düne kurmuş ve öyle fotoğraflar çekmiş ki bu evde, onlar yarın da kalplere dokunacak.

Patti Smith gözlerini geçmişe açmış, orada duyuyor, orada düşünüyor. Tıpkı Virginia Woolf'un kendini attığı nehrin fotoğrafında olduğu gibi önce çarpılacak kalbimiz, sonra aklımız siyah ile beyazın dengesine kavuşacak. Ağır ağır kendimizi fotoğrafın iki boyutlu nehrine bırakacağız.

©Patti Smith, Ouse River where Virginia Woolf died in 1941

(Robert Mapplethorpe'dan söz etmek gerekirdi biraz. Patti Smith'in Robert Mapplethorpe ile ilişkisi ve onun ölümüyle fotoğrafa başlaması başka bir yazının konusu.)



AYRICA BAKINIZ:  Patti Smith's Polaroids of life – in pictures


 
google27928836a124597b.html